Kendini hangi ideolojiyle tanımlarsan tanımla, sen her şeyden önce iflah olmaz bir romantiktin.
Dünyaya ve hayata ilişkin “gözlerindeki perdeyi indiren” akıl sözleri, kendine ve başkalarına konumunu açıklayacak gerekçelerdi sadece; orada bulunuşunun asıl sebebi sana vaat edilen aşkınlık duygusuydu. Aşkınlık gücünü dile çevrilememesinden, çekirdeğinde taşıdığı belirsizlikten, seni ve ötekileri bir büyük kardeşlikte toparlamasından, benzer kılmasından aldı. Romantizm aşkınlık üzerinden “yabancı” olanla sonsuz kardeşliğinin yolunu açtı, onu kendi tenin kadar yakın, kendi soluğun kadar sıcak, kendi kanın kadar damarlarında kıldı, hiç tanımadığın bu insanları kendinden daha iyi bilmeni, onlarla birlikte bir yüce kudretin masum çocukları olmanı sağladı.